Geçmişten Günümüze Büyüler

/ 5 Aralık 2020 / 10.858 / yorumsuz
Geçmişten Günümüze Büyüler

Büyüler, insanoğlu için tarihte birçok dönemde yer almıştır. Büyü insanların görünmeyen güçlere hükmetme, ölümsüzlüğün sırlarına ulaşma, hayallerini ve isteklerini çok kısa süreçte elde etme istekleriyle ortaya çıkmıştır. Büyü yapan insanlara ise büyücü denmektedir. Büyüler Arap, Rum, Hint, Mısır toplumlarında oldukça yaygındı ancak büyücülüğün ilk olarak Babil İmparatorluğunda ortaya çıktığı rivayet edilmektedir. Hatta hazreti Musa döneminde büyücülük itibarlı meslekler arasında anılmaktaydı. Türk toplumuna geçmişten günümüze büyüler Şamanizm etkileriyle gelmiştir. Şamanizm’den gelen inanç ve geleneklerle Türk toplumuna büyüler, fal baktırma, cin ve peri çağırma gibi uygulamalara başlanmıştır. İslam inanışında hazreti Süleyman döneminde toplumda birçok sihirbaz mevcuttu. Bir zamanlar itibarlı bile sayılmış olan büyücülükten daha sonraları insanların korkması toplumdan dışlanması cadı olarak adlandırılarak korkunç cezalara maruz bırakılma sebebi neydi dersek de büyülerin insan iradesini etkilediğinin düşünülmesi olmuştur. İnsan iradesinin yok sayılması herhalde başına gelebilecek en kötü şeylerden biri olmalıdır. Büyücülüğün insanların yapmak istemedikleri şeyleri yaptırdığını düşünmekteydiler. Büyü ya da sihir çok eski bir gelenek olmasından kaynaklanan birçok farklı şekillerde yorumlanmaktadır ve uygulanması da eski dönemlerden beri farklılıklar göstermektedir. Kara büyülerin varlığına inanıldığı gibi iyi niyetle yapıldığı düşünülen sihirlere ak büyü demişlerdir.

Büyü Neden Yapılır?

Büyü neden yapılır diye sorarsanız bunun birçok sebebi var. Tabi gerçekleşip gerçekleşmediği büyük bir muamma. İnsanlar istedikleri amaca ulaşmalarında büyülerin onlara yardım ettiğini düşünüyorlar. Âşık olduklarını düşündükleri kişinin de kendilerine âşık olmasını sağlamak için aşk büyüsü yaparak ya da büyücülere yaptırarak bu amaçlarına ulaştıklarını düşünürler. Hatta bu tarz büyülere ak büyü derler birinin iradesini ve duygularını etkilemeye çalıştıklarını yok sayarak. Kara büyü diye adlandırılan kötü niyetle yapıldığı düşünülen büyüler de vardır. Karanlık güçlerle iş birliği yapılarak yapıldığı düşünülen büyülerdir. Kişinin sevmediği istemediği ya da nefret ettiği kişinin başına çok kötü şeyler gelmesini amaçlayarak yapılır. Kırmızı büyünün ise en kötüsü olduğuna inanılır bir kişinin ölümüne sebep olması için yaptığı düşünülür. Büyü sihir demektir aynı zamanda. Kaynağı belli olmayan sezilmeyen şeylerin sihir olduğu düşünülür. Yani bir şeyi gerçek şeklinden çıkarıp başka bir şey olarak görünmesini sağlamak. Bu durum da sihir ya da büyü aslında illüzyon olabilir mi dersiniz. Sihir ve büyü eş anlamlı olduğu halde büyüden ziyade sihir günlük anlamda bol bol kullanılır. Sihir gibi bir andı denir mesela. Çok etkileyici ve bir taraftan gizli bir anlam taşır. Çok güzel etkileyici olan bir şeyin sebebi bilinmiyorsa da yine sihirli gibiydi şeklinde ifadeler de kullanılır günlük dilde.

Sihir Çeşitleri

Sihirler yani büyülerin çeşitleri olduğuna inanılır. İstenilen şeye ulaşılmak istenen amaca göre çeşitlilik gösterir. Herkesin hayatında hayalleri ulaşmak istediği amaçları vardır. Çoğu insan hayalleri için çalışır. Amaçları doğrultusunda hedefler koyar ve bunlara ulaşmaya çalışır. Ancak bazı insanlar bu hedefler için başka yollar denerler ya da akla gelen her şeyi denerler de diyebiliriz. Bu amaçlara ulaşmak için büyülere ya da büyücülere başvurabilirler. Böylece amaçlarına ulaşabilmek için karanlık güçlerden yardım aldıklarını ya da çeşitli ritüeller ile istediklerinin gerçekleşeceğine ya da başka insanların iradelerini etkileyerek isteklerinin gerçekleşeceğini düşünürler. Çeşitli isimlerle anılır ancak en çok duyduklarımız ya da karşımıza çıkanlar aşk büyüsü, birisini kendine bağlama büyüsü, zengin olma büyüsü tarzı şeylerdir. Büyüleri en çok duyduğumuz isimlerdir özellikle aşk büyüsü. Sihir ya da büyüler yapan insanlar da büyücü ismiyle anılır. Bazen de medyumların büyü yaptığı ya da büyüleri bozduğu söylenir. Üç çeşit büyü olduğuna inanılıyor. Bunlar ak büyü, kara büyü ve kırmızı büyü olarak adlandırılıyor. Az önce bahsettiğimiz aşk büyüsü, bir kişiyi kendine bağlama büyüsü, ya da arası kötü olan eşlerin tekrar iyi ilişkiler kurması adına iyi niyetle yapıldığı düşünülen büyüler olduğu düşünüldüğü için daha çok bu ismi almıştır. Kara büyü ise bunların tam tersi olarak kötü niyetle yapılan büyüler olduğu düşünülmektedir. Mesela bir çiftin arasını bozmaya yönelik kötü niyetle yapılan büyüyü yapan kişinin kendi amaçları doğrultusunda şekil alan bir büyü çeşididir. Üçüncüsünün en kötü büyü çeşidi olduğuna inanılıyor.  Bu büyü çeşidine kırmızı büyü deniyor ve bir kişinin başına çok kötü musibetlerin gelmesi hatta ölmesi için yapılan büyüler olduğuna inanılıyor. Kara büyü de karanlık güçlerle anlaşma yapıldığına inanılırken kırmızı büyü de şeytanla anlaşma yapıldığı düşünülüyor.

Büyüler ve Kaynakları 

Büyülerle ilgili çeşitli kaynaklar vardır ancak bilgilerin çoğu da aynı zamanda kulaktan dolma bilgilerdir. Çok eski geleneksel olarak günümüze kadar gelmiş olan bilgiler vardır. Kaynakların birçoğu yazılı değildir. Yazılı olan kaynaklar ise nadir olarak büyü yapımıyla ilgilidir. Bir kısmı dini olarak büyünün sakıncalarından bahsetmektedir. Çünkü kişiler büyü söz konusu olduğunda başkalarına yaptırmaktan bahsederler. Bunun için de büyücülere, falcılar, medyumlara başvururlar. Çok çeşitli kaynaklar söz konusu olduğu için başka çeşit büyülerden de bahsetmek mümkündür. Burada da daha çok büyülerin kimler tarafından ne şekilde yapıldığı ile ilgili bir sınıflandırma söz konusudur. Bu çeşit büyülerin de dört gruba ayrıldığından bahsedilmektedir. Bunlardan birincisinde yıldızlara ve gezegenlere tapan topluluklardan bahsedilir. Bu topluluklar iyi ya da kötü olan her şeyi ve kâinatı gezegenlerin yönettiğine inanmaktadırlar. İkincisi ise güçlü ruh sahiplerinin yaptığı büyüler olarak sınıflandırılmaktadır. Yani bazı insanların ruhları çok güçlü olduğu için yaratıcının onlara bir güç verildiğine inanılır. Bu insanlar eğer ki bu gücü iyi niyetlerle kullanırsalar da bunun büyü olmayacağı ama eğer ki kötü niyetle kullanırlarsa büyünün gerçekleşeceğine inanılmaktadır. Üçüncüsü ise cinlerden yardım alınarak yapılan büyülerden bahsedilmektedir. Bu türde de yine iyi niyetle yapılanlarla kötü niyetle yapılan büyüler arasında fark olduğundan bahsedilmektedir. Dördüncü çeşit büyüleri ise yanılsama olarak adlandırmaktadırlar. Yani yanılsama büyü ya da sihirden ziyade el çabukluğuyla yapılan ya da göz yanılmasına sebep olan durumlarda ortaya çıkar ve bu da aslında büyü olarak adlandırılmaz.

Günümüzde Büyü ve Önemi

Günümüzde büyü ile aynı anlamı taşıyan sihir sözcüğü çok daha farklı anlamlar çağrıştırmaktadır. Sihir yapan kişilere sihirbaz denilir. Sihirbazlar daha çok yanılsama yöntemi ile sahne sanatı olarak görülmektedir. Sihirbaz kelimesinin eş anlamlısı isi hokkabazdır. Günümüz popüler kültüründe hokkabazların büyüler yaptığı ile ilgili bir görüşün olduğu söylenemez. Yani antik çağlardan günümüze büyülere olan inanç oldukça azalmış hatta bambaşka çağrışımlar yapmaktadır. Ancak bugün bile bazı toplumlarda büyücülük çok normal bir kültür parçası olmaktadır. Örneğin Sudan’ın Güneyinde yaşayan bir topluluk kâhinlik ve cadılıkla birlikte büyüleri toplumun ve doğanın bir parçası olarak görürler.

Dinlerde Büyü

Hıristiyanlık öncesi pagan inancının bir parçasıydı. Ancak sistematik büyücülüğün orta çağ sonlarında sık sık kullanıldığı görülmüştür. Orta çağ sonlarında büyücülüğün bu derece artmasının sebebi kilisenin açıkça büyücülükle ilgili bir savaşa girmiş olması toplumda büyüyü daha bilindik ve popüler hale getirmiştir. Toplumda illüzyon ve büyü ya da iyi niyetle yapılan büyülerle kara büyülerin birbirine girdiği bir karmaşa ortamı oluşmuştur. Ancak resmi olarak Musevilik ve Hıristiyanlıkta büyüler yasaklanmıştır. Fakat bu dönemden sonra üç yüz yıl daha Avrupa’nın birçok yerinde büyücülük ve büyücü avcılığı devam etmiştir. Özellikle kadınlar aşağılık ve zayıf oldukları düşünüldüğü için baştan çıkarılmaya direnemeyeceklerini kilise açıkça kabul etmiştir ve bu aşamadan sonra büyücülük potansiyeli ve büyüler hızla artmıştır. Ancak büyücülük Hıristiyan mistisizmiyle birlikte ve aynı nedenlerden dolayı gelişmiştir.

Türk Mitolojisinde Büyü 

İslam’da da tıpkı Musevilik ve Hıristiyanlıkta olduğu gibi büyü yapmanın haram olduğu söylenmiştir. Ancak belirli şartlarda nasıl büyü yapıldığıyla ilgili eğitim almak serbest bırakılmıştır. Bunun sebebi ise büyülere karşı önlem almaktır. Kuranda da sihir yapmak küfür sayılır. Yani inanca karşı gelinmiş olunur ve açıkça büyüler yapan kişiler yerilir. İslam dininde dini bütün olan kimselerin yani dini inancını tam olarak yerine getirilen kişilerin büyüden korunduğuna inanılır. Diğer dinler de ise örneğin Şamanizm de din ile büyü özdeşleşmiştir. Büyüler doğanın hayatın toplumun bir parçası olarak kabul edilmiştir. Türk mitolojisinde ise büyülere çokça yer verilmiştir. Büyülü nesneler ve efsaneler hikâyelerin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Özellikle nesneler masalların çok önemli bir parçası haline gelmiştir. Bunlar sihirli değnekler, büyülü ayakkabılar, büyülü beşikler, büyülü halılar gibi nesnelere çokça yer verilmiştir. Türk mitolojisinde ve Türk masallarında büyüler bolca yer almıştır. Sık sık büyülü nesnelerden bahsedilmektedir.

Büyünün Yapılma Sebepleri

Antik çağlardan başlayarak birçok toplum, kültür ve inançta yer bulmuştur. Büyünün yapılma sebepleri ya da ne şekilde yapıldığı farklılıklar göstermiş olsa da sonuç olarak dinlerin etkisiyle yasaklanmıştır. Büyücülere ağır cezalar verilerek ve toplumdan dışlayarak hatta kötü niyetle yapılan büyülerin büyüyü yapan kişilere geri döneceği ve bu kötü niyetle yapılmış büyülerin aynısının büyücülerin başına geleceği inançları yaygınlaşmıştır. Ancak eski dönemlerde pagan inancında ve Şamanizm’de toplumun bir parçası olduğuna inanılmaktaydı. Öyle ki büyücülerin toplumdaki yerleri prestijliydi. Ancak daha sonra orta çağın sonlarına doğru kilisenin yani Hıristiyan inancının açıkça büyücülere karşı savaş açması son kez büyünün toplumda yani Avrupa toplumlarında yer edinmesine sebep olmuştur. Hatta büyücüler avlanmaya başlamıştır. Günümüzde ise büyülerin ve büyücülerin var olduğu inancı oldukça zayıflamıştır. Büyü ve sihir eş anlamlı olduğu halde.

Sihir ve Büyü Bağlantısı Nedir

Sihir kelimesi adeta kulağımıza büyü çağrışımı yapmamaktadır. Aynı şekilde büyücü ve sihirbaz dendiğinde de çok farklı çağrışımlar yapmaktadır. Sihirbaz daha çok sahne sanatları düzenleyen ve illüzyonlar yaparak çoğunlukla çocuklara hatta bazen yetişkinlere şov yapan kişiler olarak anılmaya başlamıştır. Hatta sihirbaz kelimesinin hokkabaz kelimesi ile eş anlamlı olması bize sadece illüzyon yapan kişiler çağrışımı yapmaktadır. Hatta son yıllarda sadece illüzyonist kavramı toplumda yer edinmiştir. Bu açılardan bakıldığında büyülerin ve büyücülerin günümüz toplumlarında yerleri yoktur adeta. Büyü yapmakla ilgili kaynaklar ise daha çok araştırmalara dayanmaktadır. Evet, yazılmış birçok kitap mevcuttur ancak antik çağlardan beri bahsettiğimiz büyüler günümüze aktarılamamıştır. Tabi bu kaynakların aktarılamamasının bir nedeni orta çağ sonlarında kilisenin büyücülere karşı açıkça açtığı savaşın payı büyüktür. O döneme kadar yazılı olan kaynakların birçoğunun yakıldığı düşünülmektedir. Büyücülükle ilgili her şeyin yasaklanmış olması toplumda bir korku ve kaosa neden olmuş ve yazılı olan kaynak ve tarifler yok edilmiştir. Tabii bir diğer neden ise o dönemdeki kaynak azlığı da olabilir. Yani insanlar yazılı bir kaynağı çoğaltma ihtiyacı hissetmemiş olabilir çünkü okur-yazarlık önemli bir yere sahip değildi. Daha doğrusu okur-yazarlık toplumda yaygın değildi. Tüm bu bilgiler ışığında antik çağlardan günümüze büyülerle ilgili değişimi ve toplumlardaki yerini tam olarak yakalamış olamasak da biraz da olsa görebilmiş olduk.